Çukurova’dan Hikayeler (4.Sayfa)

Çukurova’dan Hikayeler (4.Sayfa)


Çukurova’dan Hikayeler (4.Sayfa)

Kamil Efendi eve geldiğinde Rahmi hemen sordu” Baba neler yaptınız? nereye gittiniz?”. Kamil Efendi durumu anlattı. Atın hastalıklı olduğunu ve diğer hayvanların onu yedikten sonra ölmeye başladığını söyledi. Halime Hanım “Allah’a sığındık inşallah bizlere bulaşmaz” dedi. Yaz sıcağı ortalığı yakıp kavuruyordu. Ağustos ayı zaten böyle olurdu köyde. Temmuz ayı da sıcak geçmişti. Üstüne bir de hayvanların ölümü insanları endişelendirmişti. Rahmi evin önündeki çardağa çıktı. İçerisi durulacak gibi değildi. Yanına birkaç oyuncak aldı ve oynamaya başladı. Cemal de gelmişti. Hastalıktan konuştular. Cemal birilerinin hasta olduğunu söyledi. Rahmi, Cemal’e sordu “Kim hastaymış ki?” Cemal kısık bir sesle “Teyzemin evinde oturan kiracı Hasan” dedi. Rahmi geçmiş olsun demeye kalmadan birden yüksek bir ses işittiler. İrkildiler. Yola baktıklarında beraber oyun oynadıkları Ali’yi gördüler. Ali avazının çıktığı kadar bağırıyordu. Önce ne olduğunu anlamadılar ancak Ali’nin “Babam öldü! Babam öldü!” dediğini duyunca hemen çardaktan indiler. Rahmi annesine duyduklarını söyleyince apara topar evden çıktılar. Kiracı Hasan’ın evine geldiklerinde bütün köylüler orada toplanmıştı. Herkes birbirine sapasağlam adamın neden öldüğünü soruyordu. Kamil Efendi hemen Rahmi’nin yanına geldi ve “ Çabuk buradan gidin burada hastalık var” dedi. Halime Hanım’ı da alarak koşar adımlarla eve geldiler. Kamil Efendi korkmuş bir vaziyette “Allah yardımcımız olsun köye hastalık bulaştı bu adam dere kenarında ölen kurdu sürüklemişti eline de bir şey giymeden kurda dokundu” dedi. O gün kiracı Hasan ölen kurdu dere kenarına sürüklemişti ve elini yıkamadan oradan ayrılmıştı. Halime Hanım sordu” Peki bunu diğerleri de biliyor mu?. Kamil Efendi “Hayır cenazenin yanında dururken herkes birbirine soruyordu. Hasan’ın hanımı da hiçbir şeyi yoktu neden öldüğünü bilmiyorum diye feryat ediyordu. Bende bir düşündüm ve bu hastalığın bize bulaşma ihtimalinin olduğu kanısına vardım. O gün at ile kimse temas etmemişti ancak Hasan kurda dokunmuştu” dedi. Halime Hanım “Ne yapacağız peki Kamil Efendi buradan gidecek miyiz?” dedi. Kamil Efendi “Bilmiyorum hastalığın yayılıp yayılmayacağını bilmiyorum ama hemen gidip diğerlerine söylemeliyim. Sizi hemen oradan uzaklaştırmak istedim eğer kalsaydım ve hastalık bulaştığını söyleseydim beni bırakmazlardı köylüleri tanıyorum” dedi. Kamil efendi ağzına bir tülbent doladı ve cenaze yerine geldi. Çok fazla yaklaşmadan “Ey ahali beni dinleyin diyeceklerim var! Hasan ölü kurda dokundu muhtemelen de oradan hastalık kaptı” dedi. Bunu duyan köylüler adeta birbirini ezercesine oradan uzaklaşmaya başladı. Muhtar Dede “ Kamil Efendi doğru söylüyor. Ben zaten bu atın zamansız ve sebepsiz ölümünden kuşkuluydum. Cenazeyi hemen kaldıralım. Ellerinize bir şeyler geçiriverin, ağzınızı da kapatın” dedi. Ancak sadece Hasan’ın yakın akrabaları orada kalmıştı. Belki de diğer köylüler de hastalık kapmıştı. Bu ihtimalin korkunç bir yıkım olacağını düşünerek içinden “Haydi hayırlısı” dedi Muhtar Dede. Cenaze toprağa verildikten sonra tüm köylüler evlerine kapanmıştı. Evin içinde kimse kalmaz herkes dışarıda otururdu ancak Ağustos sıcağına katlanıp evlerine çekildi köylüler. Hastalık kapmaktansa sıcaktan yanmak daha iyidir düşüncesi ile tüm köy sessizliğe bürünmüştü. Bir sabah Cemal’in kapıyı çalması ile uyandı Rahmi. Kapıyı açtığında Cemal’in ağlayarak “Annem ve babam hasta” demesi üzerine Rahmi babasını ve annesini uyandırdı. Kamil efendi “Ne oldu oğlum?” diye sordu. Rahmi de Cemal’in anne ve babasının hasta olduğunu söyleyince koşar adım evlerine gitti. İçeride ateşlenmiş halde yatan komşularını gördü. Koşarak Muhtar Dede’nin evine geldi. Kapıyı uykulu gözlerle açan Muhtar Dede neden geldiğini sordu. Kamil Efendi “Komşularım hasta acil doktor getirmemiz gerek” dedi. Köy de arabası olan sadece Muhtar Dede olduğu için vilayete doğru yola çıktılar. Vilayete geldiklerinde bir doktor buldular ve durumu izah ettiler. Doktor malzemelerini alarak arabaya bindi. Yolda Kamil Efendi köyde bir hastalığın ortaya çıktığını hayvanların öldüğünü şimdi de köylünün hasta olduğunu anlattı. Doktor bunun bulaşıcı olabileceğini ve köyün boşaltılması gerektiğini söylediğinde Kamil Efendi soğuk soğuk terledi. Çünkü köyden başka bir yerde yapamazdı nereye gidecekti nasıl ailesine bakacaktı. Bu düşünceler ile 3 saatlik bir yolculuğun ardından köye geldiler… Çukurova’dan Hikayeler (5. Sayfa) İçin Tıklayın

 

 

Kaynak: Hikayenin telif hakları beyinsi.com sitesine aittir. Kopyalanamaz, çoğaltılamaz, izin alınmadan paylaşılamaz.

Tweetle
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

831 0,418