Çukurova’dan Hikayeler (6.Sayfa)

Çukurova’dan Hikayeler (6.Sayfa)


Çukurova’dan Hikayeler (6.Sayfa)

Sabah kahvaltıdan sonra ağabeyi ve Kamil Efendi iş bulmak için evden çıktılar. Meyve ve sebze haline geldiler.  Meyve ve sebze taşınma işi en münasip işti Kamil Efendi için çünkü diğer işlerde çalışan tecrübe sahibiydi ve kolay işleri elbette sonradan gelen birine kaptırmazlardı. Ağabeyi Kamil Efendi’yi burada bıraktı ve akşam geleceğini söyledi. Kamil Efendi ilk yükü yüklendiğinde belinde bir yanma hissetti ancak bu yanma ailesine bakma isteğinin önüne geçemedi. Akşam olduğunda terden sırılsıklam olmuş, belindeki yanma ile ağabeyinin arabasına bindi. Eve giderken ağabeyi Kamil’e işin nasıl olduğunu sordu. Kamil Efendi işi yapabileceğini ve zaman geçirmeden ev kiralamak istediğini söyledi. Ferhat “Acele etme istediğin kadar kal” dedi ancak Kamil Efendi Ferhat’ın içinden “iyi bakalım hemen taşın da bende rahat edeyim” dediğini biliyordu. Eve geldiğinde Rahmi babasını kapıda karşıladı. İçeri geçtiler. Kamil Efendi işini anlattı ve yarın hemen kiralık ev bakmaya gideceğini söyledi. Halime Hanımın yüzü gülüyordu. Nasıl gülmesin ki? Eltisi onunla pek konuşmamış hatta yüzünü asmıştı. Halime Hanım’ın bu zoruna gitmiş ve yemek dahi yemeden eşyaların kaldığı odada günü bitirmişti. Rahmi ile Ferit oyun oynamış , Ferit Rahmi’yi diğer arkadaşları ile tanıştırmıştı. Kamil Efendi iş çıkışı iş yerine yakın bir yerde kiralık ev olduğunu gördü. Gecekonduda yaşayacağı hiç aklına gelmezdi çünkü köyündeki ev yemyeşil bahçeye bakan çardaklı bir evdi. Fiyatta anlaştılar ancak Kamil Efendi  parayı işe yeni girdiği için ay sonunda vereceğini söyledi. Ev sahibi ilk başta mırın kırın etse de o bölgede kiracı bulmanın zor olacağın ı düşündü ve kabul etti. Rahmi evin içine ilk girdiğinde hayal kırıklığı yaşamıştı. Çatıdan sızan sudan ve sıcaktan şikayetçi olduğu köyü aklına geldi. Rahmi artık her şeye razıydı. Ne bunaltan sıcak ne sızan su hepsine razıydı ancak hayatını geri döndüremezdi. Eve yerleştikleri ilk akşam dışarı da bir gürültü duydular. Çıkıp baktıklarında iki grubun kavga ettiğini gördüler. Kamil Efendi uzaktan müdahale etmek istedi ancak içlerinden biri “Gir içeri yoksa seni de döveriz” dedi. Kamil efendi “Tövbe YaRabbi” dedi kapıyı kapattı. Bir sonraki akşam yine bir gürültü duyuldu bu sefer bir adam başka bir adamı elinde sopayla kovalıyordu. Aradan geçen zamanda bu olayların her gün tekrarlanması Kamil Efendi’yi rahatsız etti. Tipleri bozuk bir grup adamın kapıya gelmesi Kamil Efendi için bardağı taşıran son damla oldu. Kamil Efendi kapıyı açtığında kafasına aldığı darbe ile yere yığıldı. Halime hanım ve Rahmi koştular Kamil efendiyi yerden kaldırdılar. Rahmi korkmuştu ve “Baba neden sana vurdular” dedi. Kamil Efendi “Bilmiyorum oğlum iş yerinde bugün biriyle tartıştım benim sıramı aldı ve bende itiraz edince sıramı geri verdi” dedi. Beklide o adamın yaptığını düşündüğünü söyledi. Sıra büyük bir kamyona gelmişti. Bu kamyonda bulunan sebzelerin inmesi gerekiyordu. Büyük kamyon daha fazla para demekti bu nedenle yükü taşıma sırası da Kamil Efendideydi ve o diğerlerinden daha fazla para kazanacaktı. Kamil efendi başında sargı ile tekrar işe gitti. Bugün büyük kamyonun geleceğini öğrendiklerinde o adam Kamil Efendi’ye bir bakış attı. Kamil Efendi sıranın kendine gelmesi için dua etti. Gün sonuna doğru kamyon geldiğinde sıra Kamil Efendi’nin olmuştu. Büyük bir sevinçle yükü taşımaya başladı. Eve geldiğinde iyi para kazandığını anlattı Halime hanıma. Rahmi babası ile gurur duyuyordu. Gece bir ses işittiler sonra bir duman kokusu sonra alevler…Evet gecekondu yanıyordu. Kamil Efendi, Halime Hanım’a hemen Rahmi’yi alması ve dışarı çıkması gerektiğini söyledi. Kendide değerli olduğunu düşündüğü birkaç eşyayı yanına aldı. Dışarı çıktığında gecekondunun arka tarafı kısmen yanmıştı. İnsanlar toplanmaya başladı ancak söndürmek için kimse müdahale etmiyordu. Söndürmek için görevliler geldiğinde de çok geçti. Halime Hanım başını Kamil Efendinin omzuna dayamış ağlayarak evlerine bakıyordu. Rahmi ise anne ve babasına bakıp ağlıyordu. O gece ağabeyinin kapısını çaldı ve durumu anlattı. Ağabeyi artık eşyaları kalmamış kardeşi ve ailesini daha rahat evine almıştı. Oturdular ve düşünmeye başladılar. Halime hanım ağlamaktan konuşmaya fırsat bulamıyordu. Rahmi olanları düşündü. Etrafına baktı. Gidecek yerleri yoktu. Babası yeniden bir iş bulacak ve başka bir ev kiralayacaklardı…Çukurova’dan Hikayeler (7.Sayfa) İçin Tıklayın

 

Kaynak: Hikayenin telif hakları beyinsi.com sitesine aittir. Kopyalanamaz, çoğaltılamaz, izin alınmadan paylaşılamaz.

Tweetle
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

781 0,408