Paba Bileşenleri

Paba Bileşenleri

Paba veya para-aminobenzoik asit muhtemelen adını çok az duyduğunuz bir besin bileşeni. Fakat vücudumuz diğer besinlerden alamadığı birçok etkiyi pabadan alıyor.

Pabanın antioksidan olarak sınıflandırılmasına ek olarak (antioksidanlar yaşlanmanın ana etkeni olan serbest radikalleri veya “kayıp elektronları” silip süpürüyor), paba, yorgunluğun giderilmesi, depresyonun etkilerinin azaltılması ve acı verici bir rahatsızlık olan osteoartrit sonucu oluşan iltihaplanmaların azaltılmasında önemli bir rol oynuyor.

Paba öte yandan alyuvarların oluşumuna da katkı sağlıyor. Alyuvarlar kırmızı kan hücreleri olarak da adlandırılıyor ve herkesin bildiği gibi vücudun her yerine oksijen taşıma görevini üstleniyor.

Ancak pabanın vücuttaki yararları diğer mikrobesinlerden çok daha farklı bir görünüm çiziyor.

Bu bağlamda pabanın: kırışıkları giderdiği, cildi yumuşak tuttuğu ve hatta beyazlamış saçların orijinal haline dönmesine yardımcı olduğu saptanmıştır.

Peki paba kozmetik sektörünün şişeleyip satmak isteyeceği türden etkiler mi sağlıyor?

Beyazlamış saçları eski haline döndürdüğü konusu aslında biraz da takviye besin olarak kullanılmasına bağlı gerçekleşiyor. Bilindiği üzere takviye paba kullanımının da doktor kontrolünde gerçekleşmesi gerektiği söyleniyor.  Cilt ve kırışıklıklar bağlamında ise pabanın cildi güneş ışığında bulunan UVB radiyasyon ışığından koruduğu biliniyor.

Doktorlara göre pabanın zehirli bir yan etkisi bulunmuyor. Yinede, para-aminobenzoik asit için tavsiye edilen bir günlük doz bulunmasa da yüksek dozlarda alınmasının doğru olmayacağı ve takviye paba kullanımının mutlaka ve mutlaka doktor kontrolünde uygulanması gerektiği belirtiliyor.