Çukurova’dan Hikayeler (3.Sayfa)

Çukurova’dan Hikayeler (3.Sayfa)


Çukurova’dan Hikayeler (3.Sayfa)

Köyün dağlarında akşam ezanı vakti çakallar ortaya çıkar ve iletişim kurar gibi ses çıkarırlardı. Köylü bu duruma alışmıştı çünkü çakallar köylülere zarar vermiyordu. Bir akşam çakalların sesi duyulmaz oldu ve bunu ilk fark eden Muhtar Dede sebebini bulmak için dağa gitmeye karar verdi. Yolda giderken bir köylüye rastladı. Köylü “Nereye gidersin Muhtar Dede?” diye sordu. Muhtar Dede” Çakalların sesini duyamaz olduk, her akşam bağrışırlardı ama tık ses yok. Sence bu garip değil mi?” dedi. Köylüde “Hadi beraber bakalım” dedi. İkisi beraber dağa çıktılar. Daha dağın eteklerinde iken bir çakal ölüsüyle karşılaşırlar. Çakal öleli belli ki birkaç gün olmuştu. Muhtar Dede çakalı inceler ancak bir saldırma izine rastlamaz. Biraz daha ileri gidince başka bir çakalın ölüsüne rastlar. Onda da herhangi bir iz yoktur. Biraz daha ilerleyince başka bir çakal ölüsü görürler. Dağın her yerini gezmeye gerek kalmadan hızlı adımlarla köye gelirler. Muhtar Dede köyün erkeklerini toplar. Köy meydanında kalabalık Muhtar Dede’nin anlatacaklarını merak eder. Muhtar Dede” Ahali! Size bir haberim var ancak bunun sebebini araştırmadan da kesin bir kanıya varamam. Çakallar ölmüş. Bütün çakallar ölmüş” dedi. Sesi titreyerek devam etti “Kendimizi bildik bileli bu dağlarda çakallar yaşar bize zarar da vermez ne oldu da hepsi öldü? “ der. Köylüler kendi aralarında fısıldaşırlar. Kamil Efendi “İkindi vakti tüfek sesi duymuştum avcılar mı geldi acaba?” der. Başka bir köylü “O tüfeği atan bendim. Yılanın biri beni soka yazdı Allah’tan tüfek yanımdaydı onu vurdum” der. Muhtar Dede “Bizim tavukları ara sıra tilkiler ziyaret ederdi bu aralar gelmez oldu” dedi. Başka bir köylü heyecanlı bir tavırla ortaya geldi ve “Benim köpek bugün eve gelmedi bende gittim derenin kenarında ölüsünü buldum yılan sokmuştur dedim döndüm geldim” deyince Muhtar Dede “ Arkadaşlar bu anlatılanlar ve benim gördüklerim normal değil bunu araştıralım. Haydi şimdi dağılalım yarın sabah hep beraber toplanır tekrar konuşuruz” dedi. Kamil Efendi eve geldiğinde Rahmi babasını karşıladı ve ne konuştuklarını sordu. Kamil Efendi “ Köyde hiç olmadık şeylerle karşılaştık. Çakallar ölmüş, bir tane köpek ölmüş, tilkiler de artık gelmiyormuş. Yarın köylülerle toplanıp sebebini araştıracağız” dedi. Halime Hanım” Hadi oğlum yatma vaktin geldi yarın baban ne olduğunu anlatır sana” dedi. Rahmi yatağına geçti fakat babasının söyledikleri aklından çıkmıyordu. Acaba bu hayvanlar neden ölmüştü? Yoksa bir canavar mı vardı? Canavar evlerine girebilir miydi?  Gibi sorularla biraz da korkarak uykuya daldı. Sabah kalktığında hemen babasının yanına geldi ve “Baba belki bir canavar gelmiştir köye” dedi. Kamil Efendi “Canavar diye bir şey yoktur oğlum, şimdi gideceğim ve ne olduğunu öğreneceğim. Annesi üzecek bir şey yapma evden çıkma bugün” dedi. Rahmi “Baba bende seninle gelsem olur mu?” dedi. Kamil Efendi ”Hayır sen gelemezsin biz dağa çıkacağız” dedi. Kamil Efendi kahvaltısını bitirdikten sonra tüfeğini de alarak dışarı çıktı. Köy meydanına geldiğinde köyün bütün erkeklerinin toplanmış olduğunu gördü. Muhtar Dede de gelince nereye gideceklerini konuştular. Önce dağdan başlamak üzere yola çıktılar. Köylüler dağı gezince çakal ölülerini gördüler. Kokudan oradan hemen uzaklaşmak istiyorlar ancak ileri de başka bir çakal ölüsü ile karşılaşıyorlardı. Köylünün biri bağırdı” Tilki ölmüş burada”. Muhtar Dede” Arkadaşlar buradan hemen gidelim” dedi ve hızlıca dere kenarına doğru geldiler. Dere kenarında ölen atın parçalanmış olduğunu gördüler ve akıllarına ilk gelen, çakalların atı yediği oldu. Kamil Efendi’nin gözü ileride ağaçların altında yatan bir şeye takıldı. Yanına gittiğinde bunun bir kurt olduğunu gördü. Kamil Efendi “ Beyler hele bir bakın kurt ölmüş burada” diye bağırdı. Köylüler geldiğinde ölü kutru görünce iyice tedirgin olmaya başladı. Aralarında hararetli konuşmalar başladı. Köylünün biri ölü kutru derenin içine sürükledi. Muhtar Dede “Arkadaşlar ben galiba buldum” dedi. Köylüler “Neyi buldun?” deyince Muhtar Dede “Bu at ölmeden önce her şey normaldi. Çakallar dağlarda gezerdi, kurtlar köye hiç inmezdi ama at öldükten sonra diğer hayvanların ölümü de başladı. Benim kanaatim çakal, kurt ve köpeklerin atı yemeleri ve bir hastalığın yayıldığı yönündedir” dedi. Köylüler hemen attan uzaklaştılar her birinin gözünde korku apaçık görülüyordu. Kamil Efendi “Muhtar Dede’ye katılıyorum bu at hastalıklı, hastalık yayıyor hemen gömelim” dedi. Köylüler kazma kürek derenin kenarında geniş bir çukur açtılar. Ellerini ata değdirmeden büyük dal parçalarıyla atı güç bela çukurun içine ittiler. Üstüne de kireç döktüler ki mikroplar yayılmasın diye. Mikroplar yayılması gerektiği kadar zaten yayılmıştı. Bir yanda leşin kokusu bir yanda sıcak derken atı gömdüler. Ellerini de bolca suyla yıkadılar. Köy meydanına tekrar geldiler. Muhtar Dede” Vilayete gidip halimizi anlatsam köyü ilaçlarlar mı acaba?” dedi. Kamil Efendi söze girdi “Durun hele bir bakalım biraz bekleyelim köyümüzün adı hastalıklı köye çıkmasın” dedi. Diğer köylüler de Kamil Efendi’nin görüşünü destekler halde kafa salladı. Muhtar Dede ”Haydi öyleyse dağılalım” dedi….Çukurova’dan Hikayeler (4.Sayfa) İçin Tıklayın

 

Kaynak: Hikayenin telif hakları beyinsi.com sitesine aittir. Kopyalanamaz, çoğaltılamaz, izin alınmadan paylaşılamaz.

Tweetle
single esnek reklam esnek reklam alanı
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

1991 1,819