Beyinsi

Ayfer Tunç – Kapak Kızı (Kısa Özeti)

  • 0
  • 756 kez görüntülendi.
Ayfer Tunç – Kapak Kızı (Kısa Özeti)

Ayfer Tunç – Kapak Kızı Kitap Özeti

Roman bir tren yolculuğu ile başlıyor. Bu yolculuk sırasında iç konuşma ve retrospektif tekniğimizle üç kişinin hayatına eşlik ediyoruz. Bir trende garsonluk yapan Bünyamin’in hayatına iç diliyle tanık olun. Eşi Cennet ile konfeksiyon işçisiyken tanışıp evlenirler. Evlendikten sonra Cennet’in çalışmasını değil, evin teyzesi olmasını ister. Cennet biter. İlk evlilikleri çok güzel. Benjamin bir tren yolculuğuna çıkar ve bir süre eve dönemez. Bu noktada şüphelerle doludur. Cennet’in küçük kardeşi Anahit adında samimi bir arkadaşı vardır, bu yüzden karısı evde yokken yaptığı şey, Bünyamin bir kurda düşer. Seyahat ederken hep bunu düşünür. Aslında bu şüpheleri yükselten şey Bünyamin’in çocuk sahibi olmayacağıdır. Birçok doktorla görüştükten sonra karısı Senette hamile yani bu çocuğun Anahit’in küçük kardeşi Garo olup olmadığını merak ediyorum. Bu düşüncelerden yola çıkarak kafasında senaryolar oluşturmaya devam ediyor. Ardından meslektaşı Erol, evlendikten sonra çocuk sahibi olmayı planlayıp planlamadığını sorduğunda, kendini kötü hissetmemek için kocasının hamile olduğunu söylüyor. Bu olaydan sonra Bünyamin’in kurgusu zihninde devam eder. Trende ayrıca Ersin adında bir bankacı var. Yolculuk boyunca geçmişi bir ayna gibi yansır. Ersin iyi bir çevrede büyüdü ve iyi bir iş ile sonuçlanan tüm imkanlara sahip bir aile eğitimi aldı. Ancak işinin ilk yılından sonra bu işin zor tarafını da görmeye başlar. Ayrılmayı düşünüyor. Bir gün arkadaşı Hakan’a işini bırakmanın delilik olacağını söyler ve konuyu yeniden düşünmeye başlar. Hakan’ın evini dolaşırken bir dergi kapağı dikkatimi çekti. Kapakta amcasının kızı Şebnem adlı çıplak bir kızın resmini görür. Bunu görünce geçmişle ilgili düşüncelerinden bahsetmeye başlar. Şebnem ve annesi Ersin’in ailesine pek düşkün değildir. Buna rağmen Erşin onunla yakınlaşır ve bir ilişki başlar gibi olur ama ailesinden korktuğu için farkında olmadan ondan uzaklaşır. Bu durumu hatırladığında kendini kötü hisseder. Şebnem’e haksızlık olduğunu düşünüyor. İnsanların dışlanması onu bu duruma getirdiği için öfkeyle düşünmeye başlar. Ancak bu konuda Şebnemi, bunun hayatını ilk günkü gibi etkilediğini hala unutamadığını fark eder. Tabii bu fotoğrafta ona bakış açınız farklı. Asla onunla olmayacaklarını düşünüyor. Ersin bu konudan yola çıkarak hayatta yaptığı her şeyde kendini korkaklıkla suçlar. Şebnem kadar cesur olmadığını anlar. Bu konu onu derinden sarsıyor. Ersin’in iç dünyasına yaptığı bir yolculuktan sonra trende radyo seslendirme sanatçısı olarak çalışan Selda adında bir kız vardır. Bu kızın geçmişe dönüşü, arkadaşının masasında gördüğü bir derginin kapağındaki çıplak bir kızın resmiyle başlar. Bu kişinin akrabası Şebnem olduğunu öğrenince şok olur. Hayatı boyunca Şebnem gibi cesur bir kız olmadığını fark eder. Onunla ilk tanıştığı zamanı hatırlıyor ve konuşmalarından bu fotoğraftaki gibi çılgınca cesur bir kişiliğe sahipti. Bu düşünceyle tren yolculuğu devam ederken, Ersin izin alır ve onunla aynı yerde oturur. Hayatın pişmanlıklarından, korkularından ve cesaretlerinden bahsettikçe, ortak noktalarının olduğu gerçeği ortaya çıkar ve ikisi arasındaki sohbet daha da sıcak hale gelir. İkili bu konu için kavga ediyor. Ve bu konuşmanın ardından tren yolculuğu biter ve yolları ayrılır.

 

 

Ayfer Tunç – Kapak Kızı Arka Kapak Bilgisi

Karlı bir kış günü, Ankara’dan İstanbul’a giden bir trenin yemek vagonu. Birbirini tanımayan üç kişi; bankacı Ersin, radyo programcısı Selda ve yemekli vagonun garsonu Bünyamin. Kapak Kızı, işte bu üç kişinin romanı. Ama aynı zamanda orada olmayan bir başkasının; bir dergide çıplak fotoğrafları yayınlanan Ayın Kızı Şebnem’in. Trenin saatlerce yolda kaldığı, bir yolcunun öldüğü bu uzun yolculukta, roman kahramanları, birbirleriyle, Şebnem’in fotoğrafları aracılığıyla yüzleşirler. Ancak bu zihinsel yüzleşme giderek kimin kimi yargıladığı belli olmayan bir hesaplaşmaya dönüşür. Ayfer Tunç, ilk kez 1992 yılında yayınladığı Kapak Kızı’nı ‘zemin aynı zemin, inşa aynı inşa’ olmak kaydıyla yeniden yazdı. Roman, bedensel çıplaklığı, kahramanlarını farklı nedenlerle sarsan bir travma olarak ele alıyor. Aile, hayat, aşk, kıskançlık, güzellik ve ahlak kavramlarını, alışılmış yorumların tuzağına düşmeden işliyor. Bunaltıdan ikiyüzlülüğe, anıların masumiyetinden yaşamın gerçeklerine uzanan soruların kuşattığı bu roman, aslında bütün soruları içeren tek bir soru soruyor: Kim daha çıplak?

Bu kitabımızı beğendiyseniz eğer Samed Behrengi – Ulduz ve Konuşan Bebek Kısa Özetine göz atabilirsiniz.

Tweetle
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.