Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kitapları Kısa Özetleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kitapları Kısa Özetleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu-Kiralık Konak (Kısa Özeti

Olaylar 1.Dünya savaşı yıllarında geçer. Naim Efendi emekli bir bakandır. Büyük bir konakta yaşar. Burada yaşayanların en büyüğüdür. Beyliği hak etmiş efendi bir insandır. Toplum kültürüne ahlakına ve geleneklere uyan biridir. Konakta kızı, damadı ve torunlarıyla birlikte yaşar. Eşini kaybetmiştir. Eşini kaybedince konakta düzen bozulur. Damadı ve kız torunu örf ve adetlerden uzak batılı tarzda yaşayan kişilerdir. Özellikle damadı lüks ve eğlenceye düşkündür. Kız torunu ise çok geniş yetişmiş ve günün birinde konağa gelen genç bir şairden hamile kalmıştır. Naim efendi durumdan rahatsızdır çünkü örf ve adetlere ve aile yapısına bu uymaz. Savaş yılları haliyle krizi de beraberinde getirir. Naim efendi de krizden etkilenir. Konakta yaşam eskisi gibi gitmez ve kız torunu Avrupa’ya kaçar. Kaçmadan önce de savaş zenginleri ile düşüp kalkmaktadır. Naim efendi duruma iyice bozulur. Damadı konak yaşamından bıktığı için başka bir apartmana taşınır. Kız torununun birlikte olduğu şair cepheye gider ve şehit düşer fakat kız bunu umursamaz. Naim efendi en sonunda konağı kiralamaya karar verir ama kimse burayı kiralamak istemez. Naim efendi konakta tek başına yaşar.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu-Ankara (Kısa Özeti)

Kitap 3 bölümden oluşur.

1.bölüm: Selma Hanım 3 ayrı dönemde 3 farklı erkekle Ankara’nın 3 dönemini yansıtır. Bir banka şefinin karısı ve Ankaralı Ömer Efendi’nin kiracısıdır. İstanbullu olan Selma için Ankara çok yabancıdır. Kolay kolay ısınamaz. Hatçe hanım ve Halime hanım ile boş zamanlarında muhabbet eder ve Ankara’yı tanırdı. Selma hanım Murat Bey ile tanışır aile dostu olurlar. Gidip gelmeler olur kaynaşırlar. Yine o dönemde Binbaşı Hakkı Bey ile tanışır. Hakkı Bey’in Milli mücadele ruhu Selma Hanım’ı etkiler. Bu vesile ile Selma Hanım kocasından kopmaya başlar çünkü kocasından beklediği Milli mücadele sevgisini ve vatan sevgisini bulamaz. Binbaşı’ya bağlanır ve birinci bölüm böyle sona erer. 2.bölüm: Bu bölüm zaferden sonraki Ankara’nın halini anlatmaktadır. Selma Hanım Nazif Bey’le yollarını ayırır. Kurtuluştan sonra Milli mücadelecilerde karakter değişikliği yaşanır. Cumhuriyet dönemi çok farklı geçmektedir. Daha önceden vatan aşkı ile yananlar şimdi yabancılarla sohbet eder, partiler düzenler, onlar gibi yaşamaya çalışırlar. Batılılaşmanın iyi bir çözüm olacağını düşünmektedirler. Hakkı Bey de bu düşünceye kapılanlar arasındadır. Selma Hanım Hakkı Bey’in değişimini görür ve ondan soğumaya başlar. Partilerde bir genç ile tanışır ve ona derdini anlatır. Hakkı Bey’den boşanır ve öğretmenlik mesleğini yapmaya başlar. 3.bölüm: Bu bölüm yazarın hayalinde olan Ankara’yı anlatır. Selma Hanım partilerde tanıştığı genç olan Neşet ile evlenir. Cumhuriyetin 10. yılı kutlanırken ülkenin her yerinde değişim göze çarpar. Herkes var gücü ile çalışır. Fabrikalar, binalar, yeni tesisler, halka dönük yenilikler, kanunlar, inkilablar derken Selma Hanım tam da istediği hayata kavuşmuştur. Anadolu’nun çeşitli yerlerine giderek buralardaki izlenimlerini aktarır.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu-Yaban (Kısa Özeti)

Ahmet Celal bir paşanın vatan sevdalısı oğludur. 1. Dünya Savaşı’na katılmış ve bir kolunu kaybetmiştir. Yedek Subay olarak görev yapmış kolunu kaybettikten sonrada köye dönmek zorunda kalmıştır. Ahmet Celal için hayat bitmiştir. Kendisini hiç iyi hissetmez. İngilizler İstanbul’u işgal ettiği sırada Ahmet celal savaşa katılmak ister fakat kabul edilmez. Emireri Mehmet Ali Ahmet Celal’ı köyüne getirir. Köyde bir yaban gibi karşılanmıştır. Köylü Ahmet Celal’ı benimseyemez. Kurtuluş savaşının önemini köylüye anlatmaya çalışır fakat kimse ciddiye almaz. Çok fazla dostu yoktur. Köyün zengini Salih Ağa köyü sömürmektedir. Din adamı olan Şeyh Yusuf ise köylüyü manevi olarak sömürmektedir. Muhtarın her hangi bir gücü yoktur. Ahmet Celal çok uğraş verir fakat köylü yanında olmaz. Ağa ve Şeyh Ahmet Celal’i istemez. Sakarya Savaşından önce köye Yunan askerleri girer. Kim direnmişse onu öldürürler. Hatta Ağa ve Şeyh de sömürülür. Köylü çok ezilir işkence görürler. Türk askerinin geleceğini umut eden Ahmet Celal dayanamaz sevdiği kız Emine ile birlikte kaçarlar. Kaçarlarken de yaralanırlar. Emine ağır yaralı olduğu için yürüyemez. Ahmet Celal Emine’yi ve günlüğünü orada bırakır ve köyden uzaklaşır.     

Yakup Kadri Karaosmanoğlu-Nur Baba (Kısa Özeti)

İstanbul’da bulunan Nur Baba dergahının sahibi Afif Baba dır. Afif Baba ölünce karısı Celile Bacı dergahta bulunan Nur Baba ile evlenir. Nur baba zayıf, kar kuru cılız biridir. Görüntüsünden ziyade sesinde ve gözlerinde kadınları etkileyen bir güç vardır. Sesi güzel, zevkine düşkün şehvet dolu biridir. Dergaha gelen zengin ve güzel kadınlar ne var ne yoksa Nur Baba’ya kaptırmaktadırlar. Bir gün Nur Baba güzel bir kadınla tanışır. Bu kadın zevkine düşkündür. İkisi arasında aşk başlar. Ziba Hanım da Nur Babaya kör kütük aşık olur. İlerleyen günlerde Nur Baba Ziba Hanımın yeğeni Nigar ile tanışır. Nigar’dan çok hoşlanır. Nigar’ı elde etmek için her yola başvurur sonunda ikna eder. Nigar Hanım eşini, çocuklarını, evini her şeyi geride bırakır ve Nur Baba’ya gelir. Bütün varlığını da dergaha bağışlar. Nur Baba çeşitli emellerine dergahı ve dini alet eder. Dini kullanarak çıkarları peşinde koşar. Nigar Hanım günden güne eriyip biter. Saçları beyazlar. İçki ve sigaranın vermiş olduğu rahatsızlıklar apaçık görülür. Nur Baba’nın aşkı Nigar’ı tamamen bitirir. Nur Baba artık Nigar’dan bıkar ve dergahta bulunan genç ve güzel mürid Süheyla ile evlenmeye karar verir. Bunu duyan Nigar bir çöküşün içinde kendisini bulur.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu-Sodom Ve Gomore (Kısa Özeti)

Sami Bey ve ailesi ülke kültürüne uzak bir yapıya sahiptir. Kızı Leyla Amerikan kolejinde okumuş bir ingiliz hayranıdır. Sami Bey işinden dolayı sürekli yabancılarla haşır neşir olan biridir. Sami Bey ve eşi, Makbule Hanım, Nuriye Hanım, Azize Hanım ve Atıf Bey aynı ortama girip çıkarlar, beraber hareket ederler. Yabancıların kültürünü alarak kendilerini modern zannederler. Necdet vatan sevdalısı tipik Anadolu çocuğudur ve yabancıları hiç sevmez. Leyla ile zorunlu olarak yabancıların içlerine karışır. Leyla bir İngiliz subayı ile flört etmek ister. Evde tamamen yabancı hayranlığı hakimdir. Leyla ile Necdet anlaşamaz. Tamamen farklı dünyaların insanlarıdır. Leyla İngiliz subayı ile telefonda konuşurken Necdet buna şahit olur ve evi terk eder. Artık Leyla’dan nefret etmektedir. Leyla Necdet’i bulur ve kandırır. Leyla Necdet’in en büyük zaafıdır. Necdet yine eskisi gibi istemediği ortamlara girmeye mecbur kalır. Bir gün bir yemekte İngiliz subayı da bulunur ve orada Leyla ile konuşmak için fırsat kollar. Leyla ile subay konuşurlarken Necdet gelir ve kavga ederler. Necdet yine kaçar. Orada bulunan kızların hepsinin yabancı hayranlığı taşıdığını düşünür. Leyla artık eskisi gibi ilgi görmez. Eskiden olduğu gibi toplantılara çağrılmaz. Sami Bey de aynı durumdan muzdariptir. Bir gün ayakları olmayan bir gazi ulaşım aracına biner ve orada bir Türk kızı görmeden gazinin eline basar. Dönüp bakmaz birde üstüne söylenir. Bunu gören Necdet kin ve nefret kusmaktadır. Necdet Anadolu’ya gider orada yaşamaya başlar. Anadolu’dan hareket eden milli ordu İzmir, İstanbul ve Trakya bölgesine gelir. Sami Bey bu durumun uzun sürmeyeceğini ve İngilizlerin buna bir çare bulacağını düşünür fakat bu düşünceleri gerçekleşmez. Necdet Leyla’yı unutur ve tam bir vatanperver olmuş vaziyette yaşamını sürdürür.