TEBAREKE (MÜLK) SURESİ ARAPÇA YAZILIŞI OKUNUŞU VE ANLAMI

TEBAREKE (MÜLK) SURESİ ARAPÇA YAZILIŞI OKUNUŞU VE ANLAMI


TEBAREKE ARAPÇA YAZILIŞI OKUNUŞU VE ANLAMI

Mülk (Tebareke) Suresi Arapça yazılışı, Arapça okunuşu ve Türkçe anlamı

Mülk yani diğer adıyla Tebareke suresi faziletli bir suredir. Mülk kelime anlamı ile “İktidar” demektir. İlk ayette geçen mülk kelimesinden dolayı bu ada sahiptir. 30 ayettir. Mekke’de inmiştir.

ARAPÇA OKUNUŞU

   1. Tebarekelleziy biyedihilmulku ve huve ‘ala kulli şey’in kadiyrun. 
2. Elleziy halekalmevte velhayate liyebluvekum eyyukum ahsenu ‘amelen ve huvel’aziyzulğafuru.  
3. Elleziy haleka seb’a semavatin tıbakan ma tera fiy halkırrahmani min tefavutin ferci’ılbasare hel tera min futurin.  
4. Summerci’ılbasare kerreteyni yenkalib ileykelbesaru hasien ve huve hasiyrun.  
5. Ve lekad zeyyennessemaeddunya bimesabiyha ve ce’alnaha rucumen lişşeyatıyni ve a’tedna lehum ‘azabesse’ıyri.  
6. Ve lilleziyne keferu birabbihim ‘azabu cehenneme ve bi’selmasıyru.  
7. İza ulku fiyha semi’u leha şehiykan ve hiye tefuru.  
8. Tekadu temeyyezu minelğayzı kullema ulkıye fiyha fevcun seelehum hazenetuha elem yet’kum neziyrun.  
9. Kalu bela kad caena neziyrun fekezzebna ve kulna ma nezzelellahü min şey’in in entüm illa fiy dalalin kebiyrin.  
10. Ve kalu lev kunna nesme’u ev na’kılu ma kunna fiy ashabisse’ıyri.  
11. Fa’teref’u bizenbihim fesuhkan liashabisse’ıyri.  
12. İnnelleziyne yahşevne rabbehum bilğaybi lehum mağfiretun ve ecrun kebiyrun.  
13. Ve esirru kavlekum evicheru bihi innehu ‘aliymun bizatissuduri.  
14. Ela ya’lemu men haleka ve huvelletıyfulhabiyru.  
15. Huvelleziy ce’ale lekumul’arda zelulen femşu fiy menakibiha ve kulu min rizkıhi ve ileyhinnuşuru.  
16. Eemintum men fiyssemai en yahsife bikumul’arda feiza hiye temuru.  
17. Em emintum men fiyssemai en yursile ‘aleykum hasıben feseta’lemune keyfe neziyri.  
18. Ve lekad kezzebilleziyne min kablihim fekeyfe kane nekiyri.  
19. Evelem yerev ilettayri fevkahum saffatin ve yakbıdne ma yumsikuhunne illerrahmanu innehu bikulli şey’in basıyrun.  
20. Emmen hazelleziy huve cundun lekum yansurukum min dunirrahmani inilkafirune illa fiy ğururin.  
21. Emmen hazelleziy yerzukukum in emseke rizkahu bel leccu fiy ‘utuvvin ve nufurin.  
22. Efemen yemşiy mukibben ‘ala vechihi ehda emmen yemşiy seviyyen ‘ala sıratın mustekıymin.  
23. Kul huvelleziy enşeekum ve ce’ale lekumussem’a vel’ebsare vel’ef’idete kaliylen ma teşkurune.  
24. Kul huvelleziy zereekum fiyl’ardı ve ileyhi tuhşerune.  
25. Ve yekulune meta hazelva’du in kuntum sadikıyne.  
26. Kul innemel’ılmu ‘ındallahi ve innema ene neziyrun mubiynun.  
27. Felemma reevhu zulfeten siy-et vucuhulleziyne keferu ve kıyle hazelleziy kuntum bihi tedde’une.  
28. Kul ereeytum in ehlekeniyallahu ve men me’ıye ev rahımena femen yuciyrulkafiriyne min ‘azabin eliymin.  
29. Kul huverrahmanu amenna bihi ve ‘aleyhi tevekkelna feseta’lemune men huve fiy dalalin mubiynin.  
30. Kul ereeytum in asbeha maukum ğavren femen ye’tiykum bimain me’ıynin.

 

MÜLK (TEBAREKE) SURESİ ARAPÇA YAZILIŞI

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA







 

TÜRKÇE ANLAMI

1.Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

2.O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.

3.O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun?

4.Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir.

5. Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık.

6.Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası!

7.Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu işitirler.

8.Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar.

9.Onlar da şöyle derler: “Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik.”

10.Yine şöyle derler: “Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık.”

11.İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah’ın rahmetinden uzak olsun!

12.Görmedikleri hâlde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.

13.Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; (fark etmez). Şüphesiz Allah, sinelerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir.

14.Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.

15.O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır.

16.Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? (O zaman) bir de bakarsınız yeryüzü şiddetle çalkalanıyor.

17.Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz!

18.Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkâr etmenin sonucu nasıl oldu!?

19.Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir.

20.Yahut Rahmân’dan başka size yardım edecek şu ordunuz (taraftarlarınız) kimlerdir? İnkârcılar ancak bir aldanış içindedirler.

21.Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve nefretle direnip durdular.

22.Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi?

23.De ki: “O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!”

24.De ki: “O, sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltandır. Ancak O’nun huzurunda toplanacaksınız.”

25.“Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar.

26.De ki: “O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.”

27.Onu (azabı) yakından gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, “İşte bu, (alaylı bir biçimde) isteyip durduğunuz şeydir” denir.

28.De ki: “Söyleyin bakalım: Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekileri helâk etti, yahut bize acıdı.  Peki, ya inkârcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?”

29.De ki: “O, Rahmân’dır. O’na iman ettik, yalnızca O’na tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!”

30.De ki: “Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?”

Tweetle
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
681 0,378